Belki de o reklamı tekraren görmenin sizi ikna etmeye çalıştığını fark etmişsinizdir. Pekala, neden daima birebir reklamlar karşımıza çıkıyor?
İşte bu sorunun yanıtı, toplumsal medyanın art planındaki akıllı algoritmalarda ve reklamverenlerin stratejilerinde bilinmeyen.
Sosyal medyada daima tıpkı reklamları görmemizin en büyük sebeplerinden biri hedefleme stratejileri.
Sosyal medya platformları, kullanıcıların hangi cins içeriklere ilgi gösterdiğini, hangi eserlere tıkladığını, neleri beğendiğini ve paylaştığını çok yakından takip ediyor.
Bu datalara dayalı olarak da kişiselleştirilmiş reklamlar oluşturuyorlar. Yani bir ayakkabı markasının reklamını daima görüyorsanız, algoritma sizin bu markayla yahut benzeri eserlerle ilgilenme ihtimalinizi tespit etmiştir.
Reklamların tekrar tekrar karşınıza çıkması ise tam manasıyla tesadüf değil. Zira reklam verenler, belli bir kullanıcı kitlesine ulaşmak için “yeniden hedefleme” (retargeting) denen bir strateji kullanıyor.
Bu strateji, örneğin bir web sitesine girip bir esere göz atmış ancak satın almamış bireylerin karşısına o eserle ilgili reklamları tekraren çıkarmayı amaçlıyor. Buradaki mantık kolay: Bir eseri ne kadar çok görürseniz, satın alma ihtimaliniz o kadar artar.
Reklam frekansı: Gözüne gözüne!
Reklam dünyasında bir kavram var: frekans. Bu, bir kullanıcının tıpkı reklamı kaç sefer gördüğünü söz ediyor. Reklamverenler, yanlışsız kullanıcıya ulaşmayı başardıktan sonra bu kişiyi aşikâr bir frekansta reklamla buluşturmaya çalışıyor. Aslında toplumsal medya kullanıcılarının reklamı görmezden gelmesini engellemek için tercih ediliyor.
Örneğin, bir eser hakkında iki kere reklam gördüğünüzde dikkat etmeyebilirsiniz lakin beşinci defa gördüğünüzde bu durum dikkatinizi çekmeye başlar. Pazarlamanın psikolojik boyutlarından biri.
Çoğu kişi fark etmese de bir reklamı gördüğünüzde o anki davranışlarınız kaydedilir.
Tıkladınız mı? Beğendiniz mi? Yorum yaptınız mı? Hatta sadece göz atmanız bile kâfi olabilir! Bu bilgiler, daha sonra sizi yine hedeflemek için kullanılıyor.
İşte bu yüzden bir esere yalnızca bir sefer baktığınızda bile toplumsal medyada gezinirken o eser peşinizi bırakmaz. Toplumsal medya platformları ve reklamverenler, sizi akıllı algoritmalarla izler ve en çok ilginizi çekebilecek eserleri daima önünüze getirir.
Reklamlardan kaçmak mümkün mü?
Eğer “Ben artık tıpkı reklamları görmek istemiyorum!” diyorsanız, bir kaçış yolu var mı? Kısmen evet.
Reklam tercihlerinizi güncelleyerek yahut reklamların görünürlüğünü sınırlayarak bu tekrar eden reklamlardan kurtulabilirsiniz. Fakat büsbütün kaçmak, toplumsal medya platformlarının iş modeli düşünüldüğünde pek de mümkün değil.
Geçmişinizi, ön belliğinizi ve çerezlerinizi silerek de web sitelerinin size özel reklamlarını kaldırabilirsiniz. Lakin bunun da şöyle bir dezavantajı var. O vakit da kayıtlı oturum açma bilgileriniz ve tercihleriniz siliniyor. Yani kendinize faydalı bilgileri de kaybediyorsunuz.
Sosyal medyada ve web sitelerinde sizden istenen bilgileri tam olarak da doldurmamak bir başka formül. Koruyacağınız gizemle reklamverenlere aslında kendiniz hakkında daha az bilgi veriyorsunuz ve maksat kitleye girmeyebiliyorsunuz.
Sonuç olarak, toplumsal medyada daima birebir reklamları görmemizin temelinde, bizi daha uygun anlamaya çalışan algoritmalar ve reklam stratejileri var. Ve kabul edelim ki, bazen bu stratejiler işe yarıyor!
Bunlar da ilginizi çekebilir:
