Peki sahiden de su, hidrojen ve oksijenden oluşmasına karşın nasıl oluyor da yanmıyor?
Yanmayı geç, söndürücü tesiri nasıl olabiliyor?
Yanma sırasında ısı ve ışık açığa çıkar.
Yanmanın gerçekleşmesi için üç temel bileşene muhtaçlık var: yakıt, oksitleyici ve bir de ateşleyici. Yakıt, yanıcı bir maddeyi söz ediyor; oksitleyici, yakıtın yanmasını destekleyen maddeyi tanımlıyor. Ateşleyici ise bu süreci başlatan ısı kaynağı. Bir kâğıt örneği verecek olursak kâğıt yakıt, oksijen oksitleyici ve kibrit ateşleyici oluyor.
Su, kimyasal formülü H2O olan bir bileşiktir. İçeriğinde iki hidrojen atomu ve bir oksijen atomu bulunuyor. Hidrojen ve oksijen ise yanıcı özelliklere sahip elementlerdir. Hidrojen gazı, tek bir elektrona sahip olduğu için epey reaktiftir ve oksijenle birleştiğinde büyük ölçüde güç açığa çıkarak suyu oluşturur.
Bu tepki, suyun kendisinin oluşturulmasından evvel büyük bir yanma gücü gerektiriyor.
Suyun yanmama sebebi ise zati “yanmış” bir bileşen olmasından kaynaklanıyor. Hidrojen ve oksijen, suyun oluşumuna neden olan bir yanma tepkisinde birleşir. Bu tepki sırasında açığa çıkan güç, hidrojen ve oksijen atomlarının birleşerek su molekülüne dönüşmesini sağlar. Hasebiyle suyun kendisi aslında ateşin bir yan eseridir.
Yanma süreci sırasında hidrojen ve oksijen, kimyasal olarak su molekülüne dönüşüyor ve bu dönüşüm sırasında büyük bir güç açığa çıkıyor. Suyun yanıcı bir özellik taşımadığı için tekrar yanması da mümkün değil.